Geçmişindeki sırlardan kurtulmak isteyen üniversite mezunu genç kadın Bolanle, kendisini hiçbir şey sormadan olduğu gibi kabul eden cahil tüccar Baba Segi ile evlenmeyi kabul eder. O artık pahalı giysilerin, bol yiyeceğin, cömert aylık ödeneklerin olduğu büyük bir aileye en genç ve en eğitimli dördüncü eş olarak dâhil olmuştur. Eşlerden Iya Femi paraya tutkuyla bağlı, huysuz ve bencil bir kadındır; Iya Tope ise yumuşak başlı ve iyi niyetlidir, ama diğer eşlerin teröründen sinmiş bir haldedir; ilk eş olan Iya Segi ise acımasızdır ve ölümcül sonuçlara meydan verecek hırslara sahiptir.Orjinal Adı : The Secret Lives of Four Wives
Genç, güzel ve eğitimli Bolanle kısa sürede Baba Segi’nin gözdesi olur. Onun varlığını diğer eşler bir tehdit olarak algılamakta ve güzel rakiplerinden kurtulmak için entrikalar düzenlemektedirler. Ama herkesin hayatı sırlarla doludur ve bunlar, Bolanle’ın bilmeden de olsa ortaya çıkaracağı güne kadar eşlerin sessiz ortaklığı ile gömülü durmaktadır. Aile içi günlük çekişmeler ve hırslar herkesi adım adım bir trajediye doğru sürüklemektedir. Nijerya’da ve hatta Afrika’nın pek çok yerinde kadının aile içindeki yerine, geleneklere ve günlük hayata dair ipuçları veren roman aynı zamanda binlerce kilometre uzakta da olsa kadının toplum içinde yaşadığı zorlukların nasıl da aynı olduğunu gösteriyor.
Seri Sıralaması : Herhangi bir seriye ait değil.
Goodreads Puanı : 3.79 ( 2,071 oylama)
Sayfa Sayısı : 290 sayfa
Yayınevi : Feniks Kitap
Etiket Fiyatı : 18 tl
***
Kitap , Nijerya'da yaşayan bir aileyi konu alıyor. Daha doğrusu Baba Segi ve dört eşinin hayatını anlatıyor.
Baba Segi , kendi babasını küçük yaşlarda kaybetmiştir. Babası gibi o da avcılıkla uğraşmaya karar verir ancak geçirdiği hastalık onu şehir hayatına sürükler. Kısa sürede, ticari zekası sayesinde zengin olur. Kendince eşleri arasında adaletli davranan , iyi bir adamdır.
Bolanle , üniversiteyi bitirmiş , bilgili bir kadındır. Nijerya'da okumuş kadın sayısı az olduğu için Baba Segi'nin ilgisini çeker. Tüm bilgisini , eğitimini bir kenara atarak kendinden yaşça büyük bir adamın dördüncü eşi olmaya karar verir.
Iya Segi , Baba Segi'nin ilk eşidir. Aynı zamanda kendi çocuklarına karşı bile acımasız , bencil bir kadındır.
Iya Tope ikinci eştir ve çoğu zaman konuşmaz , utangaçtır. Bu yüzden diğer eşler tarafından ezilir. Tek isteği tarlada çalışmak , ot yolmak ve Baba Segi'nin hantal vücudu altına haftanın belli günleri yatmaktan kurtulmaktır.
Iya Tope üçüncü eştir. Ailesinin ölümü ardından dayısı tüm mallarına el koymuş ve onu hizmetçi olarak kötü kalpli bir kadının yanına vermiştir. Baba Segi ile evlendikten sonra zenginlikle , para ile tanışır. Iya Segi ile kurnaz planlar yaparak Bolanle'yi evden attırmaya çalışmaktadır.
Kitap çok çok çok sinir bozucuydu! Her karakterden ayrı nefret ettim. Ya sen okumuş kızsın , ailen seni okutmak için o kadar işlerde çalışmış. Nasıl olur da onların tüm emeklerini heba ederek yaşlı ve cahil bir adama eş olursun? Üstelik Baba Segi pis mi pis bir adam. Bolanle'nin her hareketine karışıyor. Onun yerine cevap veriyor. Tecavüz ediyor , dövüyor. Bolanle'nin hamile kalması için elinden geleni yapıyor. Hamile kalamadığı için Bolanle'ye lanetli diyor. Rahminin işe yaramaz olduğunu söylüyor. Hamile kalana kadar koltukta oturmasın izin vermiyor. Gece pijama giymesine izin vermiyor çünkü bir kadın kocasını çıplak halde beklemeliymiş! Buna karşı Bolanle'nin tek yaptığı kabullenmek. Tüm kitap boyunca Bolanle'ye sadece şunu söylemek istedim ;
Diğer eşlere gelecek olursak. Onlar da en az Bolanle kadar itaatkar , köle , Baba Segi öl dese ölecek tipler. Yine de diğer eşler hiç okula gitmediği için yaptıklarını anlayışla karşıladım. Onlara öğretilen hayatları boyunca bir adama itaat etmek , çocuklarına bakmak , evi temizlemek vs.! 4 kadın da birbirinden saftı.
Kitap , cehaletin vücut bulmuş haliydi. Eğer yazarın anlattığı gibiyse Nijeryalı insanlar...Gerisini düşünmek bile istemiyorum. Kitapta burada bahsetmediğim bir sürü karakter daha vardı ve bir tanesine bile en ufak bir sevgi beslemedim.
SPOİLER BİTTİ!
Kitabın sonu tahmin edilebilirdi. Hatta ilk 100 sayfadan anladım. Her okuyucunun da tahmin edebileceğini düşünüyorum.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen kitabı 2 günde bitirdim. Yazarın akıcı bir üslubu vardı ve sayfa sayısı da azdı. Karakterlere sinir ola ola okudum o ayrı tabi. Bir ara duvara fırlatasım gelmedi desem yalan olur :) İşin üzücü yanı ise bu sinir olduğum şeylerin dünyanın bir yerinde gerçekleşiyor olması..Kitap hayal ürünü , hiçbir yerde böyle olaylar olmuyor diyemem. Aksine yazar bunları dile getirdiği için mutluyum. Nijerya hakkında bayağı bir de bilgi öğrendim.
Afrika'nın gelişmemiş ülkelerini , oranın kültürlerini merak edenlere tavsiye edebilirim. Boş zamanlarda da okunabilir ancak öncelik verilmesi gereken bir kitap değil...
Puanım : 3/5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder