Kitap Alışverişi : Sahaflar Çarşısı,Akmar,Tüyap ve Daha Fazlası.


    Herkese merhaba! Uzun uzun zamandır bu yayını tamamlamak istiyorum ama hep erteledim. Erteledikçe de görülen mekanlar arttı ve yazı uzadı gitti. 
   Bu yazıda gezdiğim yerleri iyi-kötü yanları ile anlatmaya çalıştım. Umarım sizin için faydalı olur :)


Sahaflar Çarşısı : Kitap almak için uğranılacak en son yer sanırım. Adına aldanıp sahaf zannediyorsunuz ama hepsi birinci el.Toplamda 10 mekan var ve birçoğu roman yanında üniversite için ders kitabı satıyor.Bir hata yapıp 2 kitap aldım : Ölüme Fısıldayan Adam ve Tehlikeli Yalanlar. Satıcı sadece 2,5 tl indirim yaptı ve 2 kitaba 50 tl verdim. Bunun yerine herhangi bir kitap sitesinden kargo ödeyerek kitap almak çok daha mantıklı. 
  Ölüme Fısıldayan Adam'ı kız kardeşim için aldım ama büyük ihtimalle okuyup yorumunu bloga gireceğim. 
Sahaflar Çarşısı  
  Sahaflar için gidilecek en güzel yer Akmar(Kadıköy). Orada da üniversite kitapları bulabilirsiniz. Ona ek olarak 2. el kitap satan yerler mevcut. Koridor boyunca ilerlediğiniz de en sonda 3 liralık kitapların olduğu kocaman bir stand mevcut. Stand üzerindeki kitapların hiçbiri benim ilgimi çekmedi ama belki sizin hoşunuza gidecek kitaplar vardır. Genel olarak eski basım deneme kitapları vardı. O standdan Petekgözlü Adam kitabını aldım. 

Üsküdar Sahaf Festivali : Her sene düzenli olarak gideceğim bir festival. Müthiş güzel kitaplar var! İstanbul'un her yerinden sahaflar katılıyor. Ben Esra Nazenin , Kübra ve Pınar ile gitmiştim. Birlikte çok güzel indirim yaptırdık satıcılara. 
  Yaklaşık 50 sahaf vardı. Aradığınız kitabı bulmama ihtimaliniz yoktu. Tam orta mekanda basımı durmuş kalmış , değerli kitapların açık artırması yapılıyordu. Festivalde kitapların dışında bardak atlığı , kartpostal , plaklar da satılıyordu. 

  Sahaflarda bulunan çoğu kitap 2. el gibi değildi. Gayet temiz , düzenli tutanlar olmuş. Zaten aşırı dağılmış kitaplar 5 liradan fazlaya satılmıyordu. 
  Sahaftan Ürperti , Lordum , Kurt ve Kumru , Kış Güneşi , Tutku Çemberi ve Reflected In You'yu aldım. Ürperti 7 , geri kalanlar 5 liraydı. Reflected In You hariç diğerleri ilk el gibiydi. Sadece Reflected In You birazcık hırpalanmıştı.  Lordum'u alırken ise şok oldum. Kitap matbaadan yeni çıkmış gibiydi. Sahafa veren kişi hiç açıp okumamış sanırım. 
   Ve maalesef ben bu sahafın adını unuttum. Keşke dikkat etseydim , keşke kartını alsaydım dedim ama nafile. O an kitapları görünce heyecana kapıldım ve her şeyi unuttum. Sahafın rafının resmini bile çekmemişim. Zaten kendimi frenlemesem tüm rafı alacaktım. Çünkü son çıkmış kitaplardan tutun KMM'nin Ateş serisi bile vardı ve hepsi 5 liraydı! 

D&R : Kırık Dökük kitabını Forum İstanbul'daki mağazasından aldım. 2 kitap 20 lira kampanyası vardı. Bir kitap ben bir kitap arkadaşım aldı.Bu sayede Kırık Dökük 10 lira gibi bir fiyata geldi. Kitap hakkında herhangi bir fikrim olmadan aldım. Sadece kapağı hoşuma gitmişti umarım beni hayal kırıklığına uğratmaz. 
   Daha sonra Marmara Forum'daki mağazasına da girdim ama orada kampanya yoktu ve görevliler pek ilgili değildi. Marmara Forum'daki mağazası daha büyük olmasına rağmen oradan hiçbir şey almadan ayrıldım. 
Forum İstanbul'daki D&R
TÜYAP : Ben bu yıl ilk kez Tüyap'a katıldım. Daha önce CNR Kitap Fuarına gitmiştim iki kez ama Tüyap'ın yanında orası devede kulak. Tüyap hem çok kalabalık hem de çok çeşitli.Gez gez bitmiyor. Zaten gidişi ayrı bir dert. 1,5 saatte gittik Aksaray'dan. Giderken yoruluyorsunuz , gezerken yoruluyorsunuz ve artık geri dönmeye takatiniz kalmıyor. Aldığınız kitapları taşıması işkenceye dönüyor bir süre sonra. 
   Bu yüzden kendimi aşarak bu yıl fuardan sadece 2 kitap aldım. Martı Yayınları'ndan Zevk ve Acı , NTV'den Paranoya. Bir de Ephesus Yayınları'ndan bookstagram kupası. Paranoya 9 , kupa 10 lira idi. Zevk ve Acı'nın -yanlış hatırlamıyorsam- 5 lira civarında olması lazım. 
   Aslında o kadar saat gezdik ama kendimi hep frenledim. Çünkü büyük yayınevlerinin fuara %25 indirim gibi komik bir rakamla katılıyor olması sinirimi bozuyor. Standlarına uğrasam bile almak istemiyorum çünkü aynı fiyata internetten de şipariş verebilirim. Üstelik 1,5 saatlik yolu çekmeden. Bu tarz yayınların kitaplarını hep 2. el alacağım. Çünkü onlar okuru düşünmüyorsa ben de onlara destek vermek istemiyorum. *burada blogger tüm siniri boşaltıyor*
   Tüyap'ta Martı , Nemesis , Parodi , Ephesus , On8 , Aspendos gibi yayınların standını ziyaret edebilirsiniz. Gerçekten güzel indirim yapıyorlar. (Unuttuğum yayınevleri için şimdiden özür dilerim)
DEX'in standı göz alıcıydı
Bize çikolata ikram eden Ephesus çalışanına teşekkürler!
Son olarak aldığım kitaplara bir göz atalım ve bu uzun yayını burada bitirelim.
Reflected In You

YORUM : Füzyon - Julianna Baggott

"Talebimizi reddederseniz, rehineleri öldüreceğiz..."
Kıyamet günü gelip de İnfilaklar yaşandığında, Kubbe'dekiler güvendeydi. Hayatta kalan dışarıdaki perişanlar, külün ve dumanın ortasında yaşam savaşı verirken, Pürler sırça köşklerinde yara almadan hayatlarına devam etmişti.
Şimdiyse Pürlerin önderi Willux oğlunu geri almak adına hayatta kalanlara karşı korkunç bir saldırı düzenliyor. Ona karşı mücadele etmek için küçük bir grup biraraya geliyor: savaşçı Lyda, devrimci Bradwell, muhafız El Capitan ve gizemli geçmişi peşini bir türlü bırakmayan Pressia, Evveliyat'a dair bir dizi şifreli ipucunu çözüp hayatta kalanları kurtarmaya çalışıyor.
Füzyon, geleceklerini kurtarmak ve dünyanın kaderini değiştirmek için mücadele eden insanların nefes kesen hikayesi.
Grotesk bir anarşinin hüküm sürdüğü bir dünyayı anlatan post-apokaliptik seri, Pür'den sonra, Füzyon ile okurunu bambaşka korkularla yüzleştiriyor.
Orijinal Adı : Fuse
Seri Sıralaması : Pür (Pure) Serisi #2
Goodreads Puanı : 4.05 (7,037 oylama)
Sayfa Sayısı : 467 sayfa
Yayınevi :DEX
Etiket Fiyatı : 25 tl
Serinin ilk kitabının yorumu için tıklayın.
***
Yorum serinin ilk kitabını okumayanlar için SPOİLER içerir!

   Partridge babasının gerçek yüzünü görüp Kubbe'den kaçmıştır. Kız kardeşi Pressia'nın varlığını öğrenmek ise bardağı taşıran son damla olur. Babası tüm dünyayı bir kül yığınına dönüştüren adamdır ve Partridge onu durdurmak zorundadır. Bu yolculukta kız kardeşi Pressia , isyanı yöneten Bradwell, eski bir asker olan El Capitan ve sevdiği kız Lyda eşlik eder. 
   Partridge'nin görevi Kubbe'ye geri dönüp babasını zehirlemektir. Bu sırada Pressia , Bradwell ve El Capitan insanlığın yaşlanmasını önleyecek hücre geliştirici formülü aramaya çıkarlar. Lyda ise kimsenin beklemediği bir değişim geçirecektir. 
Kuşlar sırtına füzyonlanmış Bradwell
   Öncelikle kitabın konusundan başlayayım. Yukarıya kısaca özet yazmaya çalıştım ama kurgu o kadar karışık ki açıklayarak yazmak imkansız. Birbirine geçen ilişkiler ve sırlarla dolu bir olay örgüsü. Ben kitabı 2 ayda okudum. Maalesef sosyal yaşantım yüzünden kitap aksadı ve 2 ay elimde süründü. Kurgu da çok karmaşık olduğu için okumaya karar verdiğim her an karakterleri unuttuğumu fark ettim. Olaylar bile aklımda yer etmiyordu. Olayları unuttukça da kitap uzadı. En son bitireyim dedim ve 2 günde kalan sayfaları okudum. Size tavsiyem boş bir zamanınızda seriye başlamanız. Pür bu kadar karmaşık değildi ama Füzyon bayağı detaylı. Seriyi aksatmayarak okuyun çünkü öbür türlü tüm atmosferi yok oluyor. 
  Karakterlere dönecek olursak ; Partridge'ın birkaç yerde sinir olduğum hareketi oldu. Kendine güven sorunu var.Kitapta en sevmediğim karakterdir kendisi. Kitapta en sevdiğim karakter ise El Capitan. Onun sert duruşu hoşuma gidiyor. Böyle cehennem gibi bir dünyada hayatta kalmak için de sert olmak gerekiyor zaten. Pressia , Bradwell ve Lyda orta düzeyde karakter benim için. Pür'ü okurken Lyda'ya sinir olduğum birkaç kısım vardı ama neyse ki Füzyon'da yazar daha akıllı bir karakter oluşturmuş. 
   Yazar kitaba romantizm katmaya çalışmış ama başarılı olamamış. Karakterlerin aşk konusunda duyguları çok yüzeysel. "Ne ara aşık oldu bu" diye soruyorsunuz kendinize. Aşıklar arasındaki diyaloglar çok yapay. Distopik kitaplarda aşk ilişkisine yer verilmeyecekse hiç olmaması gerektiğini düşünüyorum ben. Çünkü o diyalogları okurken insan göz devirmeden duramıyor. 
   Onun dışında , kitabın son 50 sayfası çok hareketli ve akıcıydı ama ondan önceki sayfalar geçmek bilmedi. Sürekli aynı şeyleri yaptılar. Başları belaya girdi-biri kurtardı-yola devam ettiler. Bu döngü birkaç kere tekrar edince de insan sıkılıyor tabi. Ama son 50 sayfası için o sayfalara katlanılır diye düşünüyorum. Çünkü kitabın sonu heyecanlı ve akıcıydı. 
  
  Kısacası ; distopya sevenlerin okuyabileceği bir kitap. Gerek romantik gerek aksiyon sahneleri olsun genç yetişkinlere hitap ediyor. Çok etkileyici bir romantizm beklemeyin kitaptan. Kitabın ortaları sizi sıkabilir ama sonu için değer diye düşünüyorum. Beklentilerinizi yüksek tutmazsanız seversiniz. 

  
Puanım : 3/5

YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

haydar-colakoglu-yolo-uygulama
Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.
YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.
YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.
haydar-colakoglu
YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor.
haydar-colakoglu-teb-genel-mudur
Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;
“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.
YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir.
Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.
haydar-colakoglu-yolo-turkiye
Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.
Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”
GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.
BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI