YORUM : Ruh Hırsızı - Rachel Vincent

Kaylee ölüleri görmüyor, ama…
Çevresinde ölmek üzere olan biri varsa bunu hissediyor. Ve bu öngörü esnasında kontrol edemediği bir güç, çığlık atmasına neden oluyor. Hem de kulakları sağır edecek bir çığlık.
TÜM KÖTÜLÜKLERE MEYDAN OKUYAN, ENGEL TANIMAZ BİR AŞK!
Kaylee'nin tek isteği okulun en havalı çocuğuyla olmanın keyfini çıkarmaktır ama Nash onun çığlıklarının ardındaki gizemi bildiğinden, sıradan bir ilişki onlar için sadece hayaldir. Okul arkadaşları gizemli bir şekilde ölmeye başladığındaysa, sıradaki kurbanın kim olduğunu sadece Kaylee bilecektir.
Ancak onları kurtarması imkânsız gibi görünmektedir çünkü bir ruhu kurtarmanın bedeli, bir diğerini kaybetmektir...
Orijinal Adı : My Soul to Take
Seri Sıralaması : Ruh Çığlığı (Soul Screamers ) #1
Goodreads Puanı : 3.89 (37,352 oylama)
Sayfa Sayısı : 312 sayfa
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Etiket Fiyatı : 28,50
***
  Kaylee , tek bir özelliği hariç sıradan bir lise öğrencisidir. Onu yaşıtlarından ayıran özelliği ise biri ölmeden önce çığlık atma isteği ile dolmasıdır. Bu durumu yanlarında yaşadığı amcası ve yengesine de söylemiştir ama sonuç psikiyatri servisinde bitmiştir. En yakın arkadaşı Emma hariç kimse ona inanmaz o da sırrını saklar. 
   Zaten ölen birinin yakınında olmak o kadar sık bir olay da değildir. Ancak okulun popüler çocuklarından biri olan Nash , Kaylee ile konuşmaya çalıştığında güçlü bir atak gelir. Kaylee buna engel olamaz ve sırrını Nash ile de paylaşır. 
   Bundan sonra ise olaylar akıl almaz bir yönde ilerler. Çünkü her gün Kaylee'nin çevresindeki kızlardan biri nedensizce ölmektedir. Bunu araştırmak ise Kaylee'ye düşmektedir.
  Herkese merhaba! Kitabın kısa bir özetini çıkarmaya çalıştıktan sonra yorumuma geçebilirim. Ancak ondan önce size seri hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Seride -yan kitaplarını saymazsak- 7 adet kitap bulunuyor. Daha da devam edecek. Ülkemizde ise serinin ilk 3 kitabı çıktı. Pegasus Yayınları serilerini yarım bırakmaz genelde ama Ruh Çığlığı serisinin akıbeti ne olacak bilmiyorum. Şuan ufukta 4. kitap gözükmüyor. 

  Kitabın yorumuna gelecek olursak , Ruh Hırsızı başlarda beni sıkan ama ortalara doğru temposunu yükselten ve finali ile de heyecanlandıran bir kitap oldu. Başlarda sıkıldım çünkü hem yazarın hızına alışmakta zorlandım hem de Kaylee'nin içinde bulunduğu bilinmezlik beni sıktı. Tek tek açıklayacak olursam , yazarın çok hızlı bir anlatımı var. Yaklaşık 5 sayfada falan tüm önemli olaylar olup bitiyor. Pek fazla tasvir yok , karakterlerin ayrıntılı geçmişi yok. Sanki kronolojik sırada olayları okuyorum ama ayrıntı yok. Yazarın daha fazla detay vermesini bekledim açıkçası. Kitabın başında detay eksik olunca da hafif bir sıkılır gibi oldum. 
   Kaylee'nin sırlarını öğrenmeye başlayınca kitap daha akıcı hale geldi. Sonunda ise doruk noktasına ulaştı. Yazarın çok güzel ve merak uyandıran bir finalle bitirdiğini düşünüyorum. 
   Ancak kitabın başlarının hızlı olması dışında canımı sıkan bir durum daha var. Nash konusu. Sanki yazar Nash'i aklında oluştururken birden fazla karakter düşünmüş gibi. Kitapta Nash okulun havalı çocuğu , birçok kızla birlikte olan , partiden partiye koşan biri olarak tasvir ediliyor. Ama sadece tasvir ediliyor. Tasvirden ötesine geçemiyor. Nash'in davranışları ise tam tersini yansıtıyor bize. Yardımsever , romantik , uysal biri. Yazar kötü çocuk oluşturmak istemiş ama Nash'e o kadar vakit ayıramamış bu yüzden ortaya saçma sapan bir karakter çıkmış. Keşke böyle zorlama bir çabaya girmeseymiş diyorum. 

   Eğer , İrlanda&İskoçya mitolojisine alışkın değilseniz kitabın kurgusu size çok farklı gelecektir. Ben de çok alışık olduğumu söyleyemem. Tipik bir fantastik okuru olarak vampirlerden , kurt adamlarından sonra çölde vaha bulmuş gibi oluyorsunuz. Farklı kurgulara , karakterlere aç olduğumu Ruh Hırsızı'nı okuduktan sonra fark ettim. O yüzden yeni bir dünya denemek isteyenler için öneririm. 
   
   Özetlemek gerekirse , kitap akıcı ve değişik bir kurguya sahip. İlk sayfaları geçince çok kısa bir sürede okuyup bitiriyorsunuz. Kafanıza takılan birkaç mantık hatası olabilir ama bitince keyif aldığınızı fark ediyorsunuz. Kolay okunabilen ve farklı bir kurgu içeren kitap arayan okuyuculara önerilir.

Puanım : 4/5

YORUM : Gabriel'in Cehennemi - Sylvain Reynard

   Hayli muammalı ve son derece seksi bir adam olan Profesör Emerson, gündüzleri saygın bir Dante uzmanı olarak yaşamını sürdürür, ama gecelerini hiç çekingenlik içermeyen bir cinsel zevke ayırır. Ün salmış yakışıklılığını ve üst düzey cazibesini kullanarak her hevesini tatmin etmeyi başarır, ama için için de karanlık geçmişinden ötürü acı çekmekte, tüm bağışlanma umutlarını yitirmiş olduğuna derinden derine inanmaktadır.
   Masum güzel Julia Mitchell, sınıfına lisansüstü öğrencisi olarak yazılınca, cazibesi ve Julia’yla olan esrarengiz bağlantısı yüzünden Profesörün hem kariyeri tehlikeye girecek, hem de hayatında geçmişiyle bugününü karşı karşıya getiren bir olaylar dizisi başlamış olacaktır.
   Gabriel’in Cehennemi, yasak aşk, baştan çıkarma ve ruhsal bağışlanma gibi alanları yoklayan ilginç, sürükleyici, vahşicesine ihtiras dolu bir yolculukta, bir erkeğin kendi kişisel cehenneminden kurtulup imkânsız sandığı şeye, bağışlanmaya ve mutluluğa ulaşmasının öyküsüdür.
“Sen sadece şanssızlıkları üzerine çekiyorsun, Bayan Mitchell, bense günahların mıknatısıyım.”
 Orijinal Adı : Gabriel's Inferno
Seri Sıralaması : Gabriel'in Cehennemi Serisi #1
Goodreads Puanı : 4.02 ( 126,765 oylama)
Sayfa Sayısı : 654 sayfa
Yayınevi : Optimum Kitap 
Etiket Fiyatı : 30 tl 
***
   Gabriel , geçmişinde kirli sırları olan bir Dante uzmanıdır. Öğretim görevlisi olarak çalıştığı Toronto Üniversitesi'nde tek yetkili o olduğu için öğrencileri ona muhtaçtır. 
     Julia Mitchell da Gabriel'in öğrencilerinden biridir. Profesörle iyi geçinmesi gerekirken daha ilk günlerde onun özel hayatına gasp etmiş ve duymaması gereken şeylere kulak misafiri olmuştur. Birde üstüne onun 'eşeğin teki' olduğunu yazan kağıdı yanlışlıkla ona not olarak bırakmıştır. Bu dakikadan sonra Profesör ona danışmanlık yapmayı reddeder. Ancak Julia'nın da sırları vardır ve bu sırları Profesör öğrendiği taktirde aralarındaki ilişki 180 derece değişecektir. 
    Gabriel bir kez daha derin derin içini çekti. "Yarın cennnetten kovuluyorum, Beatrice. Tek umudumuz , daha sonra senin beni bulman. Beni cehennemde ara."
  Herkese merhaba! Bir dark romance türüyle daha karşınızdayım. Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Kitap her sosyal mecrada Grinin Elli Tonu ile karşılaştırılıyor. Kapağında bile bu dile getiriliyor ve arka kapağa erotik roman diye yazılmış. Bu iki kitabı birbirine benzeten kişinin iki kitabı da okumadığını düşünüyorum. Çünkü Gabriel'in Cehennemi erotik roman bile değil. Burada büyük bir reklam algısı var. Kitapta 600'lü sayfalara kadar öpüşmekten ileri gidilmiyor. Erotik olarak nitelendirilebilecek bir bölüm bile yok! Piyasada genç yetişkin türünde olan çoğu eserde bu kitaptakinden daha ağır sahneler var. Demem o ki kitabın kapağına da hakkında yazılanlara da kulak asmayın. 
   Kitabın türü ile ilgili görüşlerimi bitirdiğime içerik ve üslubuna geçebilirim sanırım. Yazarın anlatım şekli güzel,sıkmıyor. Ne yazık ki içerik için aynısını diyemem. Kitabın başları heyecanlı ve akıcıyken ortalarına doğru yazar yazacak bir şey bulamamış gibi tıkanmış. Sürekli Gabriel&Julia 'yı okuyoruz,başka hiçbir olay yok. İkili arasındaki diyalogları da çok yüzeysel buldum. Karakterlerin derinine inmeyi , gerçekten onlar gibi hissetmeyi başaramadım. Birbirlerine söyledikleri iltifatlar çok klişeydi. Gabriel 'çok güzelsin' den ileri gidemedi. Her kitapta aynı diyalogları okuyunca bir süre sonra bayıyor haliyle. 
   Sonlara doğru yine bir heyecan oldu. Acaba yakalanacaklar mı , ilişkileri açığa çıkacak mı diye heyecanlandım. Ama dediğim gibi kitabın ortalarını okurken baygınlık geçiriyordum. 
    Benim için kitabı ilgi çekici yapan tek şey yazarın aralarda bize sunduğu Dante Alighieri bilgileriydi. Gabriel, Dante uzmanı olduğu için bol bol bilgi veriyor bize yazar. Dante ve sevdiği kadın Beatrice hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Bu tarz bilgilendirmeler beni merak ettirdi ve kendimi Dante ile ilgili 1 saatlik bir belgesel izlerken buldum. O kısımların benim için ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. ( Ancak sizin için sıkıcı da olabilir , ilgi alanlarınıza bağlı.)

    Kısacası bana pek bir duygu hissettirmedi.  Diyalogları , olayları okurken kitap bitsin diye bekledim. Karakterlere ısınamadım. Her şey çok yüzeysel kalmış. Kitabın sonu ve Gabriel'in sırları tahmin edilebilirdi. Kurgu da alışık olduğumuz bir konu , klasik öğretmen-öğrenci ilişkisi. Bu kadar yüksek puanı nasıl almış hayret ettim doğrusu. 

Puanım : 2/5
BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI