YORUM : Seraphina - Rachel Hartman


   Goredd Krallığı’nda kırk yıllık barış, insanlar ve ejderhalar arasındaki güvensizliği hafifletmekte çok başarılı olmamıştı. İnsan kılığına girerek ejderhalar, elçiler olarak saray meclisine katılıyor, âlimler ve öğretmenler olarak da rasyonel ve matematiksel zekâlarını üniversitelere ödünç veriyorlardı. Anlaşmanın yıl dönümü yaklaşırken ise sinirler gergindi.
  Seraphina Dombegh’in iki taraftan da korkmak için sebepleri var. Olağan dışı bir şekilde yetenekli bir müzisyen olan Seraphina, tam da kraliyet ailesi üyelerinden biri, ejderhalara yaraşır bir tarzda öldürülmüşken saraya katılır. Soruşturmanın içine düşünce, Kraliçe’nin Muhafızları’nın algıları tehlikeli bir şekilde kuvvetli komutanı Prens Lucian Kiggs ile birlikte çalışır. Barışı yok etmeye yönelik meşum bir plana dair ipuçlarını ortaya çıkarırken Seraphina, kendi sırrını, müzikal yeteneğinin ardındaki sırrı korumaya çalışır; öyle kötü bir sır ki ortaya çıkması hayatı anlamına gelebilir.
  Rachel Hartman’ın zarifçe yazılmış, bir solukta okuyacağınız bu fantastik ilk kitabında, Goredd Krallığ’ındaki nefes kesen serüvene davetlisiniz.
Orijinal Adı : Seraphina 
Seri Sıralaması : Seraphina Serisi #1
Goodreads Puanı : 3.98 (62,770 oylama)
Sayfa Sayısı : 464 sayfa
Yayınevi : Aspendos Yayınları
Etiket Fiyatı : 22 tl 
***
   Goredd Krallığı , ejderhaların ve insanların bir arada yaşadığı bir ülkedir. Fakat bu birliktelik sadece 40 sene öncesine dayanmaktadır. 40 sene önce , Goredd Kraliçesi , ejderhaların General'ı ile bir anlaşma imzalar. Bu anlaşmaya göre , ejderhalar insan hallerinde kalacak , insanlar da ejderhalara saldırmayacaktır. 
    Goredd Krallığında doğan Seraphina'nın annesi onu doğururken ölmüştür. Avukat babası ise gerekenden fazla korumacıdır. Seraphina'nın dışarı çıkmasına , yeteneklerini göstermesine izin vermez. Ancak Seraphina'nın bir şekilde sarayda müzisyen olmayı başarır. O kadar yeteneklidir ki bu durum prens ve prensesin bile ilgisini çeker. 
    Seraphina'nın müzik öğretmeni Orma bir ejderhadır ve Seraphina'nın ejderhalar hakkında epeyce bilgisi vardır. Bu durum normal bir Goredd'linin aksine onu ejderhalara karşı korkusuz kılar. 
     Barış anlaşmasının yıldönümü yaklaşırken Seraphina sarayda bir takım tuhaflıklar fark eder. Üstelik Aziz Ogdo'nun Oğulları adı verilen bir dizi ejderha karşıtı da şehirde gitgide çoğalmaktadır. Bu durum karşısında Seraphina saraydakileri uyarmaya çalışır. 
  Herkese merhaba! Yukarıda kitabın kurgusunu spoiler vermeden özetlemeye çalıştım ama hayatımda yazdığım en kötü özetler arasında yer alabilir sanırım. Çünkü konu o kadar dallı budaklı ki...Kitabın kurgusunu özetlerken birbirinden bağımsız paragraflar yazmış olabilirim şimdiden özür diliyorum :D
   Kitap hakkındaki yorumlara geçecek olursam , yukarıda bahsettiğim gibi kitabın derin bir kurgusu var. Zaten son 4-5 sayfada yazar karakterleri ve kitaptaki terimleri içeren bir sözlük koymuş. Koymasa anlaşılacak gibi değil. Ayrıca yazar kitaba pat diye başlıyor. Hiçbir şey anlamadan birkaç sayfa okuyorsunuz. Bir sürü isim var , kelimeler var. Sanki bir serinin sonuncu kitabından başlamış gibi oluyor insan. İlk sayfalarda arka sayfaki sözlük bayağı işinize yarayacak. Ben normalde karakterlerin yazılı olduğu sayfaları okumayı sevmem ama o sözlüğü okumadan kitaba başlamak zor. 
   İlk sayfalara alışınca kitap su gibi akıyor. Kitapta bir sürü olay var ve her sayfada yeni bir şey öğreniyorsunuz. Yazarın oluşturduğu fantastik dünyaya bayıldım! 
   Fantastik okuyanlar bilir , bu alanda ejderhalarla ilgili kitaplar çok yaygın değil. Yaygın olanların da kurgusu aşağı yukarı birbirine benziyor. Rachel Hartman bu boşluktan yararlanmış ve muhteşem bir kurgu oluşturmuş. Bu kurgudan birkaç kitap çıkar diye düşünüyorum. Ne yazık ki ülkemizde seri devam etmiyor , yurtdışında da 2. kitabı ve 2 yan kitabı çıkmış ama 3. kitaptan ses yok. Böyle güzel serileri heba etmeleri üzücü.
   Kitabın kurgusu , karakterleri her şeyi güzel. Kapağı ayrı güzel. İlk birkaç sayfa kafanızı karıştırabilir çünkü kurguya alışmak zaman alıyor. Birde belirtmeden geçemeyeceğim kitapta romantizm yok denecek kadar az. Aksiyon/gizem tarzında bir young adult romanı. Serinin ilerleyen kitaplarında daha fazla romantizm olacak diye düşünüyorum.  

   Kısacası bir fantastik sever olarak kitabı sevdim. Farklı konularda fantastik kitap okumak isteyenlere birebir. Romantizm isteyenlerin istediğini veremez ama aksiyon açısından zengin. 


Puanım : 4/5

YORUM : Asla Yapma - Koethi Zan

  Kaçarak kurtulamazsın!
  Gözleri bağlı ben... Zincire vurulmuş benç... Köşede, ellerim arkadan kelepçelenmiş, bir sandalyeye bağlı, dilime bir cerrah iğnesi batırılırken ben...Tutsaklık insana bir şeyler yapar. Ne kadar aşağılık bir hayvan olabileceğinizi gösterir. Hayatta kalmak ve bir gün öncesine göre daha az acı çekmek için nasıl da her şeyi yapabileceğinizi gösterir...
  Çocukluk arkadaşları Sarah ve Jennifer için dünyayı güvenli kılmanın tek bir yolu vardır. "Asla yapılmayacaklar listesi" oluşturmak ve bu listeye sonuna kadar uymak. Uçak kazaları, doğal afetler, hastalıklar, tecavüz... Hepsinden kaçınmanın mümkün olduğuna inanırlar. Üniversiteye başladıklarında odalarının başköşesine asarlar listeyi. Ama bir gün listenin önemli bir kuralını ihlal ederler. Sarah kendine geldiğinde bir mahzendedir, çırılçıplak soyulmuş ve ayak bileğinden duvara zincirlenmiştir. Ve yalnız değildir. Orada bir deri bir kemik, çıplak, yanındaki duvara zincirli iki kız daha vardır, ama Jennifer ortalarda yoktur. Ve onları kaçırıp bu mahzene kilitleyen adam acı verme yöntemleri konusunda çok "rafine" ve incelikli tekniklere sahiptir!
  Koethi Zan'ın hakları 20 ülkeye satılan, CBS tarafından filme çekilecek olan romanı Asla Yapma bir sayfadan diğerine soluğunuzu tutarak geçeceğiniz müthiş bir psikolojik gerilim romanı. Okurken tıpkı başkahramanın kendisi gibi, rahatsız edici bir fikre, suçun felsefesi üzerine bugüne dek söylenmiş en kafa karıştırıcı o cümleye tosladığınızı hissedeceğiniz bir kitap: Kurban her zaman suçludur!
Orijinal Adı : The Never List
Seri Sıralaması : Herhangi bir seriye ait değil.
Goodreads Puanı : 3.6 (10,638 oylama)
Sayfa Sayısı : 324 sayfa
Yayınevi : Doğan Kitap
Etiket Fiyatı : 27 tl
***
  Sarah ve Jessica çocukluktan beri arkadaşlar. Ancak başlarına gelen bir kaza sonucu psikolojileri alt üst oluyor ve paranoyak hale geliyorlar.Kazaların,kaçırılmaların vs. kurbanın suçu olduğuna karar verip "Asla Yapılmayacaklar" diye uzun mu uzun bir liste oluşturuyorlar. Bu liste o kadar kabarık ki bir süre sonra hayatları kısıtlanıyor. 
  Bu durumdan sıkılan Sarah listeye tamamen aykırı bir hareket yapıyor. Jessica'yı da ikna ederek partiye gidiyor. 
   Parti sorunsuz geçse de partiden sonra kiraladıkları araca binince bir terslik olduğunu anlıyorlar. Ne yapsalar da arabadan çıkamıyorlar ve ertesi gün kendilerini yeraltında bir mahzende buluyorlar. Elleri duvara zincirle bağlı ve işkenceye uğramış bir şekilde...

  Herkese merhaba! Bu zamanlar pek tarzım olmayan kitapları okumaya devam ediyorum. Asla Yapma da onlardan biri. Gerilim tarzını sevmesem de kitap bana kendini okuttu. Zaten içerisindeki gizem sizi sayfalar boyunca sürüklüyor. Akıcı bir yanı var.
  Yine de kitaba birkaç eleştiri yapmak istiyorum. Öncelikle tanıtım reklamlarında abartıldığı gibi "sizi uykusuz bırakacak" bir kitap değil. Geçtim uykusuz bırakmayı kitap sizi korkutmuyor bile. Zaten yazar işkence kısımlarını doğru düzgün anlatmıyor bile. Kitapta kaçıran adamın kızlara yaptığı işkenceye dair toplasak bir sayfa falan yazı vardır. Daha çok kahramanların , kaçıran adamı hapse attırmaya çalışmalarını okuyoruz. Ki bu da kitabı psikolojik/gerim tarzından ziyade aksiyon/polisiye kategorisine sokuyor. 
  Aşırı abartılmış tanıtım reklamlarını bir kenara bırakırsak , sonunun da beni şaşırtmadığını söyleyebilirim. Kitap çok güzel başlıyor , karakterlerin sıkıntılarını sizde hissediyorsunuz. Ortalara doğru birçok karakter kitaba dahil oluyor. Sonunda da gizem açığa çıkıyor. Ancak okuyucuların çoğunun tahmin edebileceği bir sonu var. 
  Yanlış anlaşılmaları önlemek için kısa bir özet yapayım ; kitap güzel ama abartıldığı kadar değil. Fiyatı da fazla geldi bana. Kitap basım kalitesi ortalama-ciltli bile değil- , içi desek  iyi ama şahane değil. Neden bu kadar yüksek bir fiyat konulmuş şaşırdım. Kalite/fiyat oranını pek tutturamamışlar. 
  
  Kısacası , gerilim/polisiye sevenler için hoş bir kitap olabilir. Ancak olayların gidişini tahmin etmek çantada keklik olacak sizin için. Konu hoşunuza gittiyse bir şans verin ancak reklamlarına aldanıp almaya kalkmayın hayal kırıklığına uğrarsınız. 

Puanım : 3/5

YORUM : Petekgözlü Adam - Wu Ming-Yi

   Ölmeye karar vermiş, ölmek için bütün hazırlıklarını tamamlamış bir kadın; okyanusun uçsuz bucaksızlığında tek başına yaşayan hayali bir adadan gelen bir delikanlı. Tsunami, dünyadaki bütün insanların attığı çöplerden oluşan muazzam bir Çöp Girdabı’nı Tayvan kıyılarına çarptığında ikisinin yolları beklenmedik biçimde kesişiyor, onlarınkiyle birlikte çevrelerindeki insanların hayatları katman katman açılarak gözlerimizin önüne seriliyor. Sadece bu hayatlara değil, Tayvan’a da yakından bakıyor, oradan çevreci harekete ve dünyayı nasıl hızla, geri dönülemez biçimde tüketip mahvettiğimize uzanıyoruz.
   Şafakla birlikte ispermeçet balinasına dönüşen ada ruhları, tırmanılacak dağ yolları, kentsel dönüşüm, Aborjin halkları, akdarı şarabı, Orman Kilisesi, efsaneler, masallar, böcekleri seven kayıp çocuk, şarkılar, hepsinin içinden kuyruğu havada gururla geçen siyah-beyaz kedi ve Petekgözlü Adam.
   “İnsanlar yaşamak için başka organizmaların hafızalarına güvenmek zorunda olduklarını fark etmiyorlar. Çiçeklerin yalnızca göz zevkinizi okşamak için rengârenk açtığını varsayıyorsunuz. Yabandomuzunun yalnızca sofranıza et sağlamak için varolduğunu. Balığın, yemi sırf sizin hatırınız için kaptığını. Uçuruma düşen bir taşın hiç önemi olmadığını. Dereden su içmek için başını eğmiş bir sambar geyiğinin hiçbir şeyi açığa vurmadığını... Halbuki aslında herhangi bir organizmanın en ufak bir hareketi bile ekosistemde değişiklik demektir.” Petekgözlü adam derin derin içini çekip “Ama bundan farklı olsaydınız, insan olmazdınız” diyor.
Orijinal Adı : 複眼人
Seri Sıralaması : Herhangi bir seriye ait değil.
Goodreads Puanı : 3.75 ( 740 oylama)
Sayfa Sayısı : 328 sayfa 
Yayınevi : Kahve Yayınları 
Etiket Fiyatı : 9.90 tl 
***
   Alice , birçok ülkeyi gezmiş Tayvanlı bir doğa hayranıdır. Üniversitede çalışmakta ve boş zamanlarında yazarlık yapmaktadır. Ancak mutlu hayatı bir gün tepetaklak olur. Çünkü eşi , oğulları ile birlikte dağda kaybolur. Yapılan tüm aramalara rağmen bulunamazlar. Bu durum Alice'ı depresyona sürükler. 
  Bu sırada okyanusta bir araya gelen çöpler büyük bir çöp dağı oluşturmaktadır. Uzmanlar bu dağın Tayvan kıyılarına vurarak tüm ekosistemi alt üst edeceğini söyler. Herkes evlerini boşaltırken Alice yerinden kımıldamaz. Sular evin ikinci katına kadar gelirken bile evde yaşamaktadır.  Alice'i bu hüzünden kurtaran ise Atile'dir. 
   Atile haritada gösterilmeyen ve kimsenin bilmediği bir adadan gelmektedir. Ada kurallarına göre ikinci oğul evlatlar belli bir yaşına gelince denize atılır. Atile'de ailesindeki ikinci oğuldur. 
   Atile diğer oğulların sahip olmadığı bir şeye sahiptir ; adanın yakınlarından geçen çöp adası. Böylece ikilinin hayatları kesişir. 
   Herkese merhaba! Bu daha önce blogumda hiç görmediğiniz tarzda bir kitabın yorumu olacak. Çünkü genelde deneme tarzı , çevrecilikle ilgili vs kitapları okuyunca sıkılıyorum. Birkaç kere okumayı denemiştim ama bana akıcı gelmiyordu. Petekgözlü Adam ise bu tür kitapların bir tık ilerisinde. Sizi çok fazla fikre boğmadan , olayın içerisinde çevrecilik fikrini harmanlayıp gidiyor. 
   Öncelikle kitabın kurgusuna değineyim. Kurgu yukarıda sade gözükse de aslında öyle değil. Kitapta birçok karakter var. Yazar karakterlerde çok derine inmiyor. Genel olarak her karakterin başından geçen bir olaya değiniyor. Bu da kurguyu dallandırıyor. Kitaptaki karakterlerin her biri benim için ayrı güzeldi. Hepsinin doğayla bir bağı vardı. Okurken sıkıldığım karakter yoktu diyebilirim. 
  Kitap çevrecilikle ilgili görünse de fantastik bir tarafı da var. Petekgözlü Adam'da onlardan biri. Ama yazar kitabın fantastik kısımlarını ucu açık bırakmış. Kafanızda o görüntüler tam oturmuyor. Ruhani bir hava var. Keskin bir anlatım olsa daha hoş olurdu diye düşünüyorum.
    Yazarın eleştiri anlayışına bayıldım. Anlatım ne çok açık ne çok kapalı. İnsanlara yaptığı göndermeyi hemen anlamıyorsunuz ama anlayınca da ne kadar zekice ve anlamlı olduğunu fark ediyorsunuz. 
   Yukarıda bahsettiğim gibi bu tarz kitapları okumayı beceremiyorum ama bu kitap akıcıydı. Yazar kitabın olay akışına önem verdiği için rahat okunuyor. Sizi düşüncelere , deneme tarzı paragraflara boğmuyor. 

  Kısacası , bu tarz toplum bilinci oluşturmaya yönelik kitapları okumak istiyorsanız bu kitaptan başlayabilirsiniz. 

Puanım : 3/5
BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI