YORUM : Kıyamet Sonrası - Susan Ee

Penryn’in küçük kız kardeşi Paige kayboldu. İnsanlar korkuyor.
Bir annenin kalbi kırık.
Penryn San Francisco sokaklarında kardeşini arıyor. Sokaklar neden bu kadar boş? Herkes nereye kayboldu?
Paige kardeşinin izini sürerken, meleklerin gizli planının merkezini buluyor ve ürkütücü gerçeklerle yüz yüze geliyor.
Raffe kanatlarının peşinde. Onlarsız meleklere katılması imkansız. Tekrar kanatlarını kazanmak ya da Penryn’in hayatını kurtarmak arasında kaldığında, hangisini seçecek?

Melekler, insanlar ve canavarların korku dolu hikayesi, Meleğin Düşüşü’nün ardından, Kıyamet Sonrası ile devam ediyor...
Orijinal Adı : World After 
Seri Sıralaması : Penryn & the End of Days #2
Goodreads Puanı : 4.21 (73,602 oylama)
Sayfa Sayısı : 360 sayfa
Yayınevi : DEX
Etiket Fiyatı : 24 tl 
İlk kitabın yorumunu okumak için buraya tıklayın.
***
  Penryn ve Raffe , Paige'ı kurtarmayı başardılar ama önlerinde büyük bir sorun var.Çünkü Paige insansı özelliklerinin birkaçını kaybetmiş. Sadece insan eti ile beslenebilen bir yarı-canavar artık. 
    Paige'ı kurtarmalarına rağmen Raffe'nin kanatları başka bir meleğin sırtına takılı. Raffe hala kanatlarını arıyor ancak bu yolculukta Penryn'e gerek yok. Penryn çoktan kardeşini buldu ve amacını tamamladı. 
    Yine de Paige'deki tuhaflıklar bitmek bilmiyor. Ablasını ve annesini bırakıp melek yuvasına geri döndü. Bu durumda Penryn'de melek dolu yeni bir binaya girmek ve kardeşini tekrar eski haline getirmek zorunda. 
Serinin orijinal kapakları. 
   Herkese merhaba! Serinin ikinci kitabı ile karşınızdayım. Serinin ilk kitabı olan Meleğin Düşüşü'nü 2 günde bitirmiştim. Kıyamet Sonrası'nda ise yeni bir rekor kırdım ve kitabı bir günde bitirdim. Ne kadar akıcı olduğunu anlatamam. Kitabı elinizden bırakmak için kerpeten falan lazım herhalde. Olaysız geçen tek bir sayfa yok. Yazarı çizgisini bozmadığı ve bu kitabı da ilk kitap kadar heyecanlı yaptığı için tebrik ediyorum.Şimdi kitabı incelemeye başlayalım. 
   İlk kitabı okuduysanız -okumayanlar bu kelimeden sonra devam etmesinler - son sayfada Raffe'nin Penryn'i öldü zannettiğini hatırlarsınız. Akrep sokması sonucu Penryn paralize hale geliyor ve çevresindeki herkes öldü zannediyordu. Bu yüzden kitabın neredeyse sonuna kadar Raffe yok. Penryn'i kaybettiği için büyük bir yas içinde ve sadece kanatlarını aramaya odaklanmış. O yüzden kitabın ilk 200 sayfasında gözlerim Raffe'yi aradı. Zaten yazar ilk kitapta da çok fazla romantizm yazmamıştı ve bu kitapta da yoktu. Üçüncü kitapta büyük bir sahne beklediğimi söyleyebilirim. Ne bileyim , Raffe azıcık ilgi göstersin artık kıza. Kıskansın ya da sevdiğini belli etsin. Yoksa kitapta bol bol aksiyon ama çok az romantizm oluyor. Eğer üçüncü kitapta da romantizm göremezsem yazara üzüntü dolu bir mail atmayı planlıyorum. 
   Yukarıda belirttiğim sorun dışında kitap kusursuzdu diyebilirim. Karakterlerimiz değişmeden yollarına devam ediyorlar. Birkaç yeni karakter eklendi ama geçiciydi. 
   Goodreads'te okuduğum yorumlarda herkes kitabın sonunun çok merak uyandırıcı olduğunu söylemiş ama bana göre öyle değildi. Güzel bir son muydu? Evet. Ama üçüncü kitabı hemen okumamı sağlayan bir son değildi. Zaten o sahneden sonra ne olacağını aşağı yukarı tahmin ediyorsunuz. O yüzden efsanevi bir son beklemeyin. 
   Rahatsız olduğum bir diğer konu ise serinin kapakları. Bir orijinal kapağa bakın bir de Türk basımına. Daha klişe bir kapak olamazdı herhalde. Ne koyalım diye çok düşünmüşler ve sonunda melek kanadında karar kılmışlar. Birde grimsi siyah kanadın kitapla ne alakası var? Orijinal kapağın kanadını alsaydınız keşke.

  
  Özetle , ikinci kitabını okudum ve seriyi hala daha öneriyorum. Fantastik severler kaçırmasın. Pişman olacakları bir seri olmayacak. Üçüncü kitapta görüşmek üzere...

Puanım : 5/5

YORUM : Meleğin Düşüşü - Susan Ee

   Kıyamet melekleri yeryüzüne inip tüm dünyayı yakıp yıktığından bu yana altı hafta geçti. Gündüzleri sokak çeteleri hüküm sürüyor, geceleri korkunun ta kendisi. Bir gün savaşçı melekler küçük bir kızı kaçırdılar, tekerlekli sandalyeye mahkum, aç biilaç halde, ufacık bir kızı. Kızın ablası, Penryn, kardeşini kurtarmak için elinden geleni ardına koymayacak. Buna, aslında düşmanı olan bir melekle bir anlaşma yapmak dahil olsa bile. Raffe, kanatları kesilmiş, gücünü yitirmiş bir melek. Binlerce yıl savaştıktan sonra şimdi hayatı, gencecik bir kızın ellerinde. Penryn ve Raffe, korkunun ve tuhaf yaratıkların hüküm sürdüğü bir dünyada bir başlarınalar, hayatta kalmak için de birbirlerine ihtiyaçları var. Her şeye rağmen sağ kalıp düşman meleklerin inine gitmeliler. Penryn burada kardeşini bulmayı umut ediyor. Raffe ise binlerce yıllık düşmanlarına karşı tek başına savaşıp kanatlarını ve eski gücünü yeniden kazanmayı.
Orijinal Adı : Angelfall
Seri Sıralaması : Penryn&the End of Days #1
Goodreads Puanı : 4.18 (134,893 oylama)
Sayfa Sayısı : 316 sayfa
Yayınevi : Dex
Etiket Fiyatı : 24 tl 
***
   Kıyamet koptu. Melekler yeryüzüne indi ve peşlerinde büyük depremler , tsunamiler getirdiler. Bunun sonucunda dünya düzeni bozuldu ve insanlar ilkel hayvanlara döndüler. Gündüzleri insan çeteleri boş binaları yağmalıyor , geceleri ise melekler ortaya çıkıyor.
    Penryn , psikolojik rahatsızlığı olan annesi ve tekerlekli sandalyeye mahkum kız kardeşi ile hayatta kalmalı. Gündüzleri çetelere karşı savaşamayacakları için tek bir seçenekleri var ; geceleri dışarı çıkmak.
    Herhangi bir melekle karşılaşmamayı umarak dışarı çıkıyorlar ancak şans onların yanında değil. Kanatları kesilmek üzere olan bir melek görüyor. Penryn , meleğe yardım etmek isterken diğer melekler kız kardeşini kaçırıyorlar. 
    Penryn kız kardeşini geri almak için melekle bir anlaşma yapıyor. O kardeşini melek ise kanatlarını geri alacak. 
"Küçükken hep Külkedisi olacağımı düşlemiştim ama sanırım yaptıklarımdan sonra benden artık ancak kötü kalpli cadı olurdu.Ne var ki Külkedisi de intikamcı meleklerin istila ettiği bir kıyamet sonrası dünyada yaşamıyordu."
   Herkese merhaba! Müthiş bir fantastik kitapla karşınızdayım. "Neden daha önce okumadım ki" diye yakındığım , sabahtan akşama kadar derse gittiğim halde 2 günde bitirdiğim ve anında serinin ikinci kitabına başladığım bir eser. 
     Nereden başlasam bilmiyorum. Kitabın kurgusu da karakterleri de harika! Kitapta olaylar ve heyecan bitmiyor , her daim bir şeyler oluyor ve kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Yazarın kalemi de akıcı. Sizi yormadan , kafa karışıklığına mahal vermeden ilerliyor. 
     Kitabın kurgusuna özgün diyemem , klasik bir melek kitabı ama yazar araya farklı ve özgün bir şeyler de katmış. Spoiler olmaması adına buraya yazmıyorum :D 
     Ve karakterler....Hangi birini anlatsam bilmiyorum. Favori karakterim olan Penryn'den başlayayım. Daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir , ezilen , büzülen , sürekli kurtarılmayı bekleyen kadın karakterlerden tiksiniyorum. Hele de aksiyon dolu fantastik kitaplarda hiç çekilmiyorlar. Penryn ise bu tip karakterlerin tam tersi. Annesinin sağlık durumu yüzünden kendini ondan savunmasını öğrenmiş. Neredeyse tüm savunma sporlarını yapmış , her daim spor ayakkabısı ve kargo pantolonu ile gezen biri. Rahat mı rahat bir tip anlayacağınız. Raffe'ye ve kız kardeşine olan sadakati de benden tam puan kazandı. 
   İkinci karakterimiz ; kanadı kırık , boynu bükük Raffe'miz. Kitap boyunca onun kim olduğuna , neden kanadı kesildiğine dair bir fikrimiz yok. Gerçi kitabın sonunda kim olduğunu öğrenmek sizi biraz şaşırtabilir. 
   Ben Raffe karakterini de sevdim ama ondan önce Raffe ve Penryn arasındaki ilişkiyi sevdim. Yazar ana karakterleri ikinci sayfada aşık edeyim , beşinci sayfada evlendireyim derdine düşmemiş. Zaten kitabın yarısına kadar aralarında "hoşlanma" denilen şeyin bile lafı geçmedi. Yazarın ilişkiyi yavaş ama oturaklı bir şekilde kurgulamasını sevdim. Çünkü jilet hızıyla aşık olan karakterlerden bıkıyoruz artık. 
  Sevdiğim şeylerden bahsettim ama sevmediğim bir durumu da atlamadan geçmek olmaz. Hepimiz Dex'in "kalitesine" aşinayız ama bunu dile getirmeden geçemeyeceğim : Sayın Dex , bu kitabın hali ne? Sayfaları biraz daha inceltirseniz arkasını görebileceğiz. Kitap kuş gibi hafif ya. Sayfaların rengi de bir tuhaf. Saman kağıt gibi hafif sarıya yakın. Memlekette kağıt kıtlığı mı başladı benim mi haberim yok? Sizin 3 sayfanız kalınlığında 1 sayfası olan kitaplar var. Gözünüzü seveyim , malzemeden çalmayın artık.
   Bu kısa serzenişimden sonra yazar umarım ikinci kitabı da bunun kadar güzel yazmıştır diyorum ve yorumumu sonlandırıyorum. 

   Kısacası herkesin okumasını önerdiğim bir kitap. Fantastik severler mutlaka okumalı. Fantastik türüne başlamak isteyenler de bu kitapla -veya Ateş serisiyle- başlayabilirler. 

Puanım : 5/5

YORUM : Ürperti - Maggie Stiefvater

   Gözlerimi açtım, sadece Grace ve ben vardık, artık ondan ve benden başka hiçbir yerde hiçbir şey yoktu. Sanki öpücüğümü ve beni içinde tutmak istermişçesine dudaklarını birbirine bastırıyor, avcumdaki bir kuş kadar kırılgan bu anı tutuyordu.
   Grace senelerce evinin arkasındaki ormanda yaşayan kurtları seyretmiştir. Aralarından bir tanesi, sarı gözlü olan -onun kurdu- ise bakışlarına hep karşılık vermiştir. Birbirlerine tanıdık gelseler de Grace sebebini bilmemektedir.
   Sam ikili bir hayat sürdürmektedir. Kurtken, sevdiği kızın sessiz bakışları altında yaşamaktadır. Fakat her sene kısa bir süreliğine tekrar insan olmasına rağmen Grace'le konuşmaya cesaret edememiştir… Şimdiye kadar.
Grace ve Sam için sevgi, adını koyamadıkları bir his olmuştur. Ancak bir kez dile getirildiğinde görmezden gelinemez bir hal alacaktır. Sam insan formunda kalmaya çabalamalı, Grace ise onu yanında tutmaya çalışmalıdır. Fakat bunun için geçmişin yaralarına, şimdiki zamanın kırılganlığına ve geleceğin imkânsızlığına göğüs germek zorunda kalacaklardır...
Orijinal Adı : Shiver
Seri Sıralaması : The Wolves of Mercy Falls #1
Goodreads Puanı : 3.78 (381,387 oylama)
Sayfa Sayısı : 400 sayfa
Yayınevi : Pegasus Yayınları
Etiket Fiyatı : 29,90 tl 
***
   Grace, 6 sene önce evinin yanındaki ormanda kurtlar tarafından saldırıya uğrar. Ancak kurtlardan bir tanesi Grace'i kurtarır ve o günden sonra o kurt zaman zaman Grace'in camının altına gelir. 
   Ancak Grace'in bilmediği bir şey vardır. Ormandaki kurtlar , havalar ısınınca insan hallerine geri dönerler. Onun kurdu da aslında Sam adında bir çocuktur. 
   Grace, en sevdiği kurdun insan olduğunu öğrendikten sonra mutlu bir hayat süreceğini düşünür ancak her şey göründüğü kadar basit değildir. 
Serinin tüm kitapları ülkemizde Ürperti,Beklenti ve Ebedi adıyla çıktı.
  Herkese merhaba! Fantastik bir üçlemenin ilk kitabı ile karşınızdayım. Bu seferki kitabımız kurt adamlar dünyasından ancak bu kurt adamlar diğerlerinden biraz farklı. Mesela her dolunayda dönüşme gibi bir durumları yok. İstedikleri zaman insan da olamıyorlar. Tamamen ısıya bağlı dönüşüyorlar. Hava soğuduğu anda her an kurt adama dönüşebilirler. Birde bunların sonsuza kadar dönüşme hakkı yok. Birkaç yıl sonra tamamen kurt oluyorlar ve insan bellekleri yavaş yavaş siliniyor. Yazar "klasik kurt adamları" biraz değiştirmiş. 
  Öncelikle kitabın en büyük eksisinden bahsetmek istiyorum. Kitapta heyecan verici olay sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor ve kitabın acayip depresif bir havası var. Ne olursa olsun karakterlerin sonu mutlu bitmeyecek gibi hissediyorsunuz. Depresif havasının yanında olay olmaması da kitabın üzerine tuz biber ekiyor. Ben ilk sayfalarda dram kitabı okuyormuşum gibi geldi ve bu durum beni boğdu. Sonra yazar yavaş yavaş toparlıyor ve kitap akıcı hala geliyor. 
   Karakterlere çok bağlanamadım diyebilirim. Çünkü aralarındaki aşk çok havada kaldı. Kız aşık olmuş ama neden aşık olmuş mesela? Neyini sevmiş? Yazar biraz daha açıklayabilirdi. Tamam bir geçmişleri var ama pat diye de ilişki başlamamalı. 
   Kitabın sonu güzeldi ama serinin ikinci kitabını merak etsem de büyük ihtimalle okumayacağım. Çünkü ikinci kitapta da çok olay olmadığını duydum. Yazar kitaplarında biraz daha fazla olaya yer vermeli. Özellikle fantastik kitapların içinde mutlaka aksiyon olunca Ürperti'de bir bocaladım. 
   Yine de kitaba kötü diyemem. Yukarıda kötü özelliklerini saydım sadece. Siz melankolik havası olan kitapları seviyorsanız bu kitabı da sevebilirsiniz ama bana hitap etmiyor. Durgun kitapları bitirmekte zorlanıyorum. 

  Kısacası ; aksiyon dolu , neşeli fantastik kitaplardan bıktım diyorsanız Ürperti güzel bir seçim olabilir. Ama benim gibi olaysız kitapları okumakta zorlanıyorsanız uzak durun derim. 

Puanım : 3/5
 

YORUM : Aşka Davet - Grace Burrowes


  Noeldeki büyük aile buluşmasından önce tek başına birkaç gün geçirmek için Londradaki malikâneye giden Leydi Sophieyi büyük sürprizler beklemektedir. Kendini gayrimeşru bir bebek ve hakkında hiçbir şey bilmediği çekici bir adamla baş başa bulan Sophie için karmaşık duygulara teslim olduğu çelişkilerle dolu bir süreç başlar.
  Terk edilmiş bir bebeğin birleştirdiği bu iki insanın mühim sırları vardır. Bu sırlar ya bir ayrılığın ya da yeni bir umudun başlangıcı olacaktır...
Orijinal Adı : Lady Sophie's Christmas Wish 
Seri Sıralaması : Windham Serisi #4
Goodreads Puanı : 3.90 (2,766 oylama)
Sayfa Sayısı : 480 sayfa
Yayınevi : Martı Yayınları
Etiket Fiyatı : 19 tl 
***
   Sophie , sosyetede aklı başında , duyarlı , yardımsever olarak bilinen biridir. Babası Dük olduğu için birçok evlilik teklifi almıştır ancak hiçbir erkek ilgisini çekmez. 
    Sophie'nin hizmetçilerinden birinin gayrımeşru bir çocuğu olur. Kadın , çocuğunu Sophie'ye bırakarak kaçar. Kışın ortasında bir handa ağlayan bir bebekle yalnız kalan Sophie ne yapacağını şaşırır. Bu sırada yanına bir adam gelir. 
    Bebeklerin dilinden anlayan bu adam , Sophie'ye yardım eder. Sadece bebekle ilgilenmekle kalmaz , onları evlerine de götürür. Adam gitmek üzereyken kar şiddetlenir. Sophie de kar dinene kadar adamın evde kalmasını önerir.
    Böylece bir Noel arifesinde , Sophie hiç tanımadığı bir adamla ve bir bebekle yalnız kalır. 
Kitabın orijinal kapağı
   Herkese merhaba! Blogumdaki tarihi aşk romanı yorumlarına bir yenisini daha ekliyorum. Ne yazık ki severek girdiğim bir yorum olmayacak. 
   Uzun zamandır tarihi aşk kitabı okumadığım için Aşka Daveti bir hevesle okumaya başladım. İlk birkaç sayfa güzeldi. Sophie'nin bebekle tek başına kalması komikti. Sonrasında yazar akıcılığını kaybetti.
   Öncelikle kitapta en saçma bulduğum şeyi söyleyeyim. Vim , Sophie'nin daveti üzerine evde bir gece kalmayı kabul ediyor. Daha fazla kalması ahlaka uygun olmaz zaten. Ve Vim Sophie'nin evini tam olarak 230'uncu sayfada terk ediyor. Bu kadar sayfa Sophie ve Vim'in ilişkisini okuyoruz. Ne kadar sıkıcı olduğunu anlatamam size! Üstelik çeviri ya da yazarın cümlelerinde bir sorun var. Cümlelerin çoğunda anlatım bozukluğu var. Bir paragraftan diğerine geçişler arasında sıkıntılar var. Bir paragrafta Sophie'yi okurken diğerinde Vim'le konuşması geçiyor. Vim'in ne zaman geldiğine , odaya girdiğine vs. dair herhangi bir bilgi yok. Anlatım bozukluğu olduğu gibi kitabın ilk 250-300 sayfasında olay da yok. 
   Yazar son 150 sayfada birazcık toparlamış. Son sayfalarda daha fazla aksiyon var ama yine son sayfalar bile iyi bir historical romance kategorisinde yer alacak kadar başarılı değil. Yazarın bu kadar ödül almış biri olmasına şaşırdım diyebilirim. 
   Serinin ilk kitaplarını okumadım ama bu pek sorun teşkil etmiyor. Zaten kitapta çoğunlukla Sophie ve Vim'i okuyoruz. Yazar diğer karakterleri de yeri geldikçe tanıtıyor okura. 
   
  Kısacası , Aşka Davet -bunca senedir tarihi aşk romanı okuyucusu olarak- size önermediğim bir kitap olacak. 

Puanım : 2/5
BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI