YORUM : Altın Zambak - Richelle Mead

      Sydney Sage bir Simyacı. Büyüyle uğraşan, insan ve vampir dünyaları arasında köprü görevi gören bir grubun üyesi. Simyacıların asıl görevi vampirlerin sırlarını korumak. Bir de insanların hayatlarını. Sydney'nin en büyük hayali üniversiteye gitmekti, ama onun yerine, kendini Palm Springs, California'daki gösterişli bir yatılı okulda buldu. Moroi Prensesi Jill Dragomir'i, Moroi Sarayı'nı içsavaşa sürüklemek isteyen saldırganlardan korumakla görevlendirilmişti. Eski hataları yüzünden bir zamanlar gözden düşen Sydney, artık sadakati ve itaatkarlığıyla herkese örnek gösterilen bir Simyacı'ydı. Ancak Sydney, Jill, Eddie ve özellikle de Adrian'la yakınlaştıkça, eski Simyacı inançlarını, aile kavramını ve gerçek aidiyet duygusunu sorgulamaya başlayacaktı. Ona her konuda uyan, hoş, akıllı Brayden'la yakınlaşması da zaten karışık olan aklını iyice karıştıracaktı. Brayden ne kadar kusursuz görünse de, Sydney, kalbinde başka birinin olduğunu hissetmeye başlamıştı. Hem de ona yasak biri.Şok edici bir sır bütün vampir dünyasını altüst etmek üzereyken Sydney'nin sadakati her zamankinden zor bir sınavdan geçecekti.Sydney hayatı boyunca ona öğretilen ilkelere ve kanunlara mı uyacaktı, yoksa içgüdülerinin sesine mi kulak verecekti?Simyacılara mı güvenecekti, yoksa kalbine mi?

Orijinal Adı : The Golden Lily
Seri Sıralaması : Kanbağı (Bloodlines) Serisi #2
Goodreads Puanı : 4.39 (67,116 oylama)
Sayfa Sayısı : 478 sayfa 
Yayınevi : Artemis Yayınları 
Etiket Fiyatı :  22 tl 
Serinin ilk kitabının yorumu burada.

***
  Serinin ilk kitabını okumayanlar için yazı , spoiler içerir!

  Lee'nin ölümünden sonra Clarence vampir avcıları fikrini iyice benimser. Ona göre oğlunu öldürenler de Tamara'yı(yeğeni) öldürenler de aynı gruptur. Sydney ,Simyacılara vampir avcıları hakkında sorular sorar ancak aldığı yanıtlar onu tatmin etmez. Kendi araştırmasını yaparken bir de Adrian'ın tuhaf davranışları kafasını karıştırmaktadır. 




   Bir de tarih öğretmeni ona büyü yapması için baskı uygulamaktadır. Küçüklüğünden beri ona empoze edilen fikirler yüzünden büyü öğrenmeye karşı çıkar çünkü vampirler ve büyü karanlığın yaratıklarıdır.
"Sage" dedi. "Ne giymişsin öyle?"
Oflayarak kıyafete baktım. "Biliyorum.Kırmızı.Sen de başlama.Bunu duymaktan sıkıldım artık."
"Çok komik," dedi. "Buna bakmaktan sıkılacağımı hiç sanmıyorum."

    Kitap, birkaç kafama takılan kısmı saymazsak harikaydı! İlk kitabı çok beğenmiştim ve Altın Zambak'ta en az onun düzeyindeydi. Hatta diyaloglar Kanbağı'ndan daha komikti. Adrian her zaman ki gibi sorumsuz , Dimitri'den hoşlanmayan biri olarak karşımıza çıksa da bu kitapta biraz daha olgun davrandı diyebilirim. 


   Castile'in ona nasıl taptığını görmüşsündür. Büyüdüğünde aynen Belikov gibi olmak istiyor.Ayrıca araştırmamızın sözcüsü genellikle Sonya olmasına rağmen , ona danışmadan adımını bile atmaz. Sen ne düşünüyorsun Dimitri?Sence bu iyi bir fikir mi Dimitri? Lütfen bizi kutsa da yere kapanıp sana tapınalım Dimitri.

    Kitaba yeni karakterler eklendi ve bu olayların daha da ilgi çekici olmasını sağladı. Yazarın serinin her kitabında , birbirine bağlı ama tamamen aynı olmayan olaylar kurgulaması seriyi güzel kılan en önemli unsur bana göre. Karakterlerin tutarlı olmasını da seviyorum. 
   Altın Zambak'ta hoşuma gitmeyen en önemli şey sonuydu. Ana karakterlerden biri olan Sydney'in verdiği karar beni hayal kırıklığına uğrattı. Bu durumu Sydney'nin yetiştirilme şekline bağlasam da ondan soğumadan edemedim. Sonunu hoş karşılayan okuyucular da olabilir tabi :)
 

Puanım : 5/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI