MAKK 1. Blog Tur : Fi / Akilah - Yorum + Alıntılar + Çekiliş


    Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. içinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikayeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.
   Fi, güzelliğin lanetlendiği, zekanın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır.
    Bu kitap herkes için yazılmadı.
    Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, doğduğumuz andan itibaren olmamız gerekenden uzaklaştırılarak prototip bir toplum yaratığına dönüştürülmek için işkencelere maruz kaldığımızı, bu insansı hayvanın 'kişi' olabilmek için varlığı adına yapması gereken en önemli şeyin, kendini gündelik yaşamdan koruyarak bireyselliğini keşfetmesi gerektiğini, kutsal 'merak'ımızın kendi potansiyelimiz dışında her yere yöneltilerek zehirlendiğini, asıl değerli olanın bizim için önemsizleştirilmeye çalışıldığını fark etmiş ya da fark etmeye hazır herkes için yazıldı, gerisiyse hikaye.

Kitap Sayfası : 600
Etiket Fiyatı : 28 tl
Yayınevi :  Destek Yayınları 

***
    Fi , Çi , Pi üçlemesinin ilk kitabı olan Fi okundu , bitti. Kitap hayatımızda Fi'nin ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu gösteriyor , aslında böyle olmaması gerekirken. Fi dediğimiz kelime ise matematikteki altın oran (1.168). Felsefe açısından bakarsak güzellik anlamında kullanılıyor. İnsan beyninin güzelliğe takılmasını ve gerisini görememesini anlatıyor bir nevi .



    Kitabımızın ana karakteri Can Manay ülkedeki herkes tarafından tanınmış , zengin bir psikolog. İstediklerini elde etmiş ancak bir süre sonra kendi benliğini unutup yeni bir 'Can Manay' oluşturmuş. Can'ın aşık olduğu ve aşkını elde etmek için her şeyi göze alan bir avcıya dönüştüğü kısımlar bana göre kitabın en güzel kısımlarıydı. 
   Diğer bir karakterimiz Özge ise yıllarca dergi sektöründe çalışmış ve halkın 'ablası,annesi' olarak görülen kişilerin gerçek yüzlerini görmüş birisidir. İnsanların sahteliği midesinin bulandırır. Can Manay'la karşılaşmasından sonra ise bu gibi insanların öteki yüzlerini halka göstermeye karar verir. Bana göre Özge kitapta azmi , hırsı temsil eden biriydi. Asla vazgeçmeyen , kick-ass bir karakter kendileri :) 
   Deniz , kendi yeteneği altında ezilmiş bir müzisyendir. Müziğini kimseyle paylaşmaz çünkü ona göre müziğin değerini gerçekten bilen çok az insan vardır. 
   Bilge , hayatımızda her yerde karşımıza çıkabilecek bir tip. Hiçbir zaman anne sevgisini hissedememiş , kardeşine küçük yaşlarda annelik yapmak zorunda kalmış bir üniversite öğrencisi. Çok zeki olmasına rağmen kendini hep geri planda tutuyor. Özgüven eksikliği olan ancak buna rağmen kimseye gerçek Bilge'yi hissettirmeden dik yürüyen biri. 

  Bu birbirinden ayrı hayatlar yaşayan 4 karakteri yazarımız bir araya getiriyor. Ve hepsinin kendi içselliği ile olan mücadelesi başlıyor. Kurgu tek kelimeyle harikaydı! Yani hepsinin birbirini tanıma , karşılaşma kısımları gerçekten üzerinde düşünülerek yazılmış.Karakterlerde kitap boyunca değişme yoktu ki bu bir kitapta en sevdiğim özelliktir. Başta kötü olan karakterler sonlara doğru iyi oluyor vs yoktu bu kitapta. Can Manay bile o kadar aşık oldu ama hiç değişmedi. 
   Karakterler sadece bu 4 kişiyle sınırlı değil. Ada -ki en sevdiğim karakterdir- , Göksel , Murat , Ali , Kaya , Doğru ve şimdi adını hatırlayamadığım bir sürü karakter. 
   Yazarın araya nokta atışı yaptığı çok güzel felsefi düşünceler var. Hepimizin belki aklında olan ama asla düzeltmek için harekete geçmeyeceğimiz düşünceler. Kitabı okuduktan sonra üzerimde farklı bir farkındalık oldu diyebilirim :) 

Puan : 5/5




   ALINTILAR : 


Kendi nedensizliği içinde kaybolan birinden daha kötüsü , varoluşunun bir nedeni olduğunu bile fark etmemiş olandı. 
 Özgürlük fazlaca abartılmış bir yanılsamadan başka bir şey değil aslında. Bir bedenin içinde var olan ve zamana tabi yaşayan bir yaratık nasıl özgür olabileceğini sanır ki? 
Ali dikiz aynasından Can'a baktı. Kendi köşesinde oturmuş düşüncelere dalan Can'a alışık değildi. Şah mat diye düşündü. İlk defa biri Can Manay'a haddini bildirmişti. 
Güzellik de aynı özgürlük gibi bir yanılsamaydı.
 Kadının intihar girişimi çok ısrarcı olmasına rağmen , hayatta kalabilmesi büyük haber olmuştu. Ama neden yaptığı hiç sorgulanmamıştı. Bu yüzyılda insanlar motivasyonlarla değil olaylarla ilgilenmeyi seçiyorlardı , işte bu bile dünyanın kendi çevresinde döndüğünün bir kanıtıydı. 
Kaynakları bu kadar zengin bir gezegen de yaşayan  7,5 milyar insan açlıktan ölebileceklerine inandırılarak sürekli çalıştırılırken tohumların , hayvanların genetiğiyle oynanıyor ve insanın temel besin kaynağı kontrol altına alınıyordu. 
ÇEKİLİŞ:


a Rafflecopter giveaway

2 yorum:

  1. https://www.facebook.com/tubaonde/posts/711312875612748
    https://twitter.com/tubaonde/status/509029379599372289
    facebook ve twitterda da paylaştım ama sistemde görünmüyor kontrol ederseniz sevinirim
    şartlar tamam
    Tuba Önde
    tondeumut@hotmail.com

    YanıtlaSil
  2. Paylaşım için teşekkürler. http://diayvaysanat.com

    YanıtlaSil

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI